Deep Web: Derin Ağ, Derin İnternet

İngilizce “Deep” (Derin) ve “Web” (Ağ) sözcüklerinin bir araya getirilmesiyle oluşan “Deep Web”, Türkçe’de “Derin Ağ” ya da “Derin İnternet” anlamlarına gelir. İnternet’teki her şey her kullanıcıya açık değildir. Sıradan kullanıcılar, internetteki her içeriğin bilindik arama motorlarında çıktığını zannederler başka bir deyişle internetteki içeriklerin sadece gördükleri şeylerden ibaret olduğunu sanırlar. Fakat işin aslı böyle değildir. İnternetin görünen yüzünün yanı sıra bir de görünmeyen yüzü vardır. İnternetin görünmeyen yüzüne, başka bir deyişle sıradan kişilerin erişemediği kısmına “Deep Web” (Derin Ağ ya da Derin İnternet) adı verilmektedir. Tahminlere göre Deep Web, internetin % 90’ından fazlasını oluşturmaktadır. Bu büyük alan buz dağının görünmeyen kısmına benzetilmektedir. Nitekim buz dağının sadece küçük bir kısmı görünürken, büyük ve görünmeyen kısmı sular altında yer almaktadır. Ayrıca Deep Web’in kötü tarafını yansıtan her şeyin oluşturduğu bir kategori vardır. İnternetin karanlık yönünü ortaya koyan, yasa dışı içeriklerin yer aldığı bu kategori “Dark Web” (Karanlık Ağ) olarak isimlendirilmektedir.

Yasaklanmış 11 Kitap

Gerek dünyada gerekse Türkiye’de bazı kitaplar çeşitli nedenlerle bir dönem yasaklanmıştır. Bu yazıda bir dönem Milliyet Gazetesi tarafından da okurlarına armağan edilen 11 tane kitabın yasaklanma öyküsü yer almaktadır.

1. Don Kişot (Cervantes)

Roman türünün atası olarak kabul edilen “Don Kişot”, İspanyol engizisyonu tarafından yasaklanmıştır. Yasaklanma gerekçesi ise hayırseverliği değersiz kılmasıymış. Yazarının 17. yüzyılda edebiyata roman türünü hediye ettiği “Don Kişot” daha sonra bazı bölümleri sansürlenmiş bir şekilde basılır. Kitabın tamamının yeniden basılması için 200 yıl geçmesi gerekti. Kitap, ancak 19. yüzyılda İspanya’da eksiksiz bir şekilde yayımlanabildi.

Tanrıların Arabaları "Chariots of the Gods" Filmi

Tüm dünyada satış rekorları kırmış olan, Erich von Daniken'in "Tanrıların Arabaları" (Chariots of the Gods) isimli kitabının 1970 yılında filme uyarlanmış hali. Filmi izlerken en az kitabı okuduğunuz kadar heyecanlanacaksınız. 

Ahmed Midhat Efendi • Hâce-i Evvel

19. yüzyılın ikinci yarısı Osmanlı tarihinde büyük değişimlerin yaşandığı bir dönemdir. Bu dönemde, değişimin içinde yerini alan en önemli meselelerden biri de eğitimdir. Bu dönemde birçok aydın topluma öncülük edebilmek için vazifeye atılırlar. Bunların içinde oldukça farklı bir konuma sahip olan kişi Ahmed Midhat Efendi’dir. Çünkü Ahmed Midhat, yazdığı eserleriyle adeta bir halk kütüphanesi kurmuş, kalemini halkın öğrenmesi için bir araç olarak kullanmıştır.

Ahmed Midhat Efendi

Ahmed Midhat Efendi, 1844'te İstanbul'da Tophane'nin Karabaş mahallesinde dünyaya gelmiştir. Orta halli bir aileye mensup olan bu şahsiyet, erken yaşta babasını kaybederek zor şartlar altında yetişti. Ailesiyle beraber Vidin'e giden Ahmed, burada okuma-yazma öğrenmeye başlar. Bir süre sonra İstanbul'a dönerek, Vidin'de başladığı sıbyan mektebini burada tamamlar. Daha sonra Niş'te görev yapmakta olan ağabeyinin yanına giderek, rüştiye eğitimini burada tamamlar. Niş Rüştiyesinden mezun olduktan sonra, Tuna Valiliğinin merkez kasabası olan Rusçuk'a giden Ahmed, Vilayet Mektubi Kalemi'ne girer. Burada Fransızcayı da öğrenerek, Tuna Gazetesinde yazılar yazmaya başlar. Onun bu çalışmaları Midhat Paşa'nın valiliği zamanına rastlamaktaydı. Midhat Paşa, Ahmed'i çalışkanlığından dolayı takdir ederek, ona kendi adını verir. Böylece ismi Ahmed Midhat olur.

Blog'a Başlarken

Bu blog sayfasını 2014 yılında bir ödev vesilesiyle açmıştım. Ancak çok istememe rağmen şu ana dek herhangi bir yazı yazıp yayımlamak nasip olmadı. Demek ki nasip bugünlereymiş. Bundan böyle araştırmalarımı, çeşitli konulardaki değerlendirmelerimi ve kitap incelemelerimi burada yazıya dökeceğim. Ayrıca tavsiye kitaplarımı ve filmlerimi de yeri geldikçe burada yayımlamaya gayret edeceğim. Umarım takipçilerimin beğenerek okuyacakları içerikler meydana getiririm. Saygılarımla.